JÜPİTER URANÜS KAVUŞUMU YENİ DÜNYAYA HAZIR MISIN?/Emine GÜCEK
Bilim ve teknoloji alanında büyük değişimlerin yaşandığı içinde bulunduğumuz bu dönemde gücün yukarıdan aşağı doğru hiyeraşik yapılanmasının kırılarak geleneksel toplumdan modern topluma doğru evrildiğine şahit olduğumuz zaman dilimlerindeyiz.
Astrolojinin istatistiksel verileri kullandığını biliyoruz ve özellikle Mundane (Dünya) Astrolojisinde gezegensel döngülerin (kavuşum, kare, karşıt) incelenemesi tarihin gezegenlerin kozmik dansıyla nasıl senkronize olduğunu tam olarak anlamak için gereklidir. Sinodik döngü, daha hızlı bir cismin daha yavaş hareket eden bir cismi kucakladığı bir döngüye verilen isimdir.
Etkilerini öncesinde adım adım hissettiğimiz ilahi(Jüpiter) devrim(Uranüs) kavuşumu 21 Nisan 2024’te kesinleşiyor ve 3 kolektif gezegenin değişimine işaret eden 2025’e bizi adım adım hazırlayan eşiklerden birine işaret ediyor.
21 Nisan 2025’te kesinleşecek Jüpiter Uranüs kavuşumu alışılmadık radikal diyebileceğimiz bir döngünün başlangıcına işaret ediyor. Yeni bir dijital para birimi, tarım ve hayvancılık sektörüyle ilintili teknokratik gelişmelerin adımları atılıyor. Bitki ve hayvan DNA sı, tohumculuk ve genetiği değiştirilmiş ürünlerle bağlantılı devrim niteliğinde başlangıçlar, yenilikler gerçekleşebilir
Jüpiter-Uranüs kavuşumu her 14 yılda bir bu sinodik döngüyü yaşıyoruz yani çok önemli değil gibi görünebilir; ancak MS 1100 yılından 2024’e dek olan süreçte Boğa burcunda sadece 3 kez kavuşum yapmıştır.
Bu tarihler ise
12 Haziran 1181
21 Mayıs 1858
7 Mayıs 1941
Özetle 21 Nisan 2024’te yaşayacağımız bu döngü en son 1941 yılında yaşanmıştır. Jüpiter ve Uranüs geçmişten çok geleceğe odaklanmışken, geçmiş kavuşumlarını istatistiki olarak değerlendirmek ki Astroloji istatistiki verileri kullanan bir sistemdir zaman içindeki benzer motiflerin tekrarlanması anlamında düşünme yardımcı olur. Jüpiter ve Uranüs’ün birleşimini dikkate aldığımızda özellikle sosyal, politik ve bilimsel alanlarda yenilik, keşif, ilerleme, özgünlük, yenilik, bilimsel atılımlar ve devrim arketiplerini söylemek mümkündür. Ancak aşağıdaki örneklerde de göreceğimiz gibi 1941 yılı İkinci Dünya savaşının olduğu dönem ve ekonomik (Boğa) krizle birlikte siyasi çalkantıların, isyan temalarının ve savaşların dünya genelinde ana gündem maddesi olduğu dönem diyebiliriz. Tıpkı bugünlerde yaşadığımız tekrar eden bir model gibi.
1941 yılında Dünyadaki gelişmeler baktığımızda;
6 Nisan – Alman orduları, Yugoslavya ve Yunanistan’a saldırdılar.
10 Nisan – Zagreb’de Hırvatistan Bağımsız Devleti’nin kuruluşu îlân edildi. Ante Paveliç önderliğindeki Ustaşa rejimi Ortodoks Sırplara karşı soykırım kampanyası başlattı.
16 Nisan 1941II. Dünya Savaşı: 500 Alman uçağı Londra’yı bütün gece bombaladı
20 Mayıs – Alman paraşütçüleri Girit adasına inerek, Girit Savaşı’nı başlattı.
22 Haziran – Alman birlikleri SSCB sınırlarını geçerek Barbarossa Harekatı’na başladı.
23 Haziran – Refah şilebi Mersin’den İskenderiye’ye giderken bir denizaltı tarafından Mersin açıklarında batırıldı.

16 Ekim – Barbarossa Harekatı’nda Alman birlikleri, Moskova’nın 96 km yakınına kadar ilerlediler.
7 Aralık – Japon donanması, Amerika Birleşik Devletleri’ne ait Pearl Harbor’u bombaladı.
8 Aralık – Amerika Birleşik Devletleri, Japonya’ya savaş ilan etti.
12 Aralık – II. Dünya Savaşı’nda Birleşik Krallık; Bulgaristan, Macaristan ve Romanya’ya, Amerika Birleşik Devletleri ve Hindistan ise Japonya’ya savaş ilan etti.
19 Aralık – Japonlar, Hong Kong’a girdi.
Peki önümüzdeki süreçte bu kozmik desenin etkileri neler olabilir?
Boğa genellikle rahatlık, zenginlik ve güvenlik fikriyle ilişkilendirilir. Geriye dönüp bakıldığında, madde ve mülkiyet bilincinde yaşanacak önemli değişimlerin habercisi niteliğinde olacaktır.

TCMB Eski Başkanı Hafize Gaye Erkan: “Bir insanın 10 evi olmamalı, 10 insanın bir evi olmalı.”
Eşitlik, özerklik ve özgürlük(Kova) tanımlamalarının insan odaklı güce doğru kaydığı önümüzdeki dönem, küresel finans sistemlerinde yaşanacak krizler nedeniyle döviz, hisse senedi gibi finans piyasalarında şiddetli dalgalanmaları yüzeye çıkarabilir.
Eğitim, kültür, din ve bilimde yenilikçi değişimlerin yanı sıra, toplumsal eşitsizliğin uçlarda olmasına tepki olarak kolektif protestolara şahit olabiliriz. Yasaların ya da hükûmet politikasının değiştirilmesini hedefleyen kitleler, artan sivil itaatsizlik, protestolar ve bu kitlesel eylemlere şiddetle karşılık bulmasına neden olabilir.
Promethean(Uranüs) niteliklerin gelişimi zaten tam bir kaos içinde olunan bu sistemde Boğa’nın(toprak, finans, güvenlik, gıda) katı zeminin parçalayabilir.
Devrimler, kurulu düzeni değiştirmek için protestolar, dünyanın / ülkelerin örgütlendiği / yönetildiği sistem, egemen devletleri değiştirme çabası belirgin düzeyde ivme kazanabilir.
Teknoloji geliştirmeye ve üretimini yapmaya odaklanmış yeni ticari işletmeler daha fazla güç kazanacak ve şu an var olan teknoloji şirketlerinin birçoğunun çöküşüne tanık olacağız.
İsyan, uyanış, atılım, devrim, zirve, kuantum sıçraması gibi potansiyellere işaret eden bu görünüm; genişleme(Jüpiter) / kalıpları kıran(Uranüs) sembolik ifadelerini taşır.
Jüpiter dokunduğu her şeyi genişletir, Uranüs ise kalıpları kırar ve devrim niteliğinde değişiklikler getirir. Bu kombinasyon özellikle Boğa burcuyla ilgili alanlarda ilginç değişiklikleri beraberinde getirecektir.

Aslında birçoğumuzun bildiği bu gezegende yalnız olmadığımız gerçeği ve kanıtları ifşa olabilir ve dünya dışı yaşam formlarıyla bağlantıların gerçekleşmesi aleni hale gelebilir.
İnsan-robot ilişkisinin farklı açılardan gelişeceği önümüzdeki 20 yılda yarı otonom ve otonom robotlar, sağlıktan eğitime, üretim teknolojisine varana dek birçok alanda üst bir evrim geçirerek duygularımızı anlayacak boyuta gelebilir.
Uranüs ani ve şok edici olgularla ilintilidir demiştik, bir gecede hayatımızı kökten değiştirebilecek olaylar, yeni teknolojiler, tektonik olaylar gündemimize gelebilir. Geçmişe meydan okuyan dâhiyane veya radikal buluş ve icatlar ortaya çıkabilir.
El karbon ayak izini azaltmada güçlü bir rol oynayan akıllı şehirler(Smart City)in çok daha yaygınlaşması
Özgürleşme arzusunun geniş halk kitlelerince yayılması, bireyselleşme isteği
Rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerjiyle inşa edilmiş sürdürülebilir yapılar daha çekici hale gelmesi
Su arındırma teknolojilerine yatırımların artırılması
Kripto paraların kullanımında makro ölçekte kuralların uygulanmaya başlanması ve kripto para birimlerinde (genel olarak finans piyasalarında) aşırı dalgalanmalar gibi cümleleri daha çok duyacağımız ve yaşayacağımız bir sürece doğru evriliyoruz.
Yıldızların Düşlediklerinizi Gerçek Kılması Dileğiyle
Emine Gücek
Minerva Akademi Gnostik Astroloji Okulu Kurucusu

Yorum bırakın