Son 1 yıldır Koronavirus pandemisi nedeniyle tüm dünyaya adını sıkça duyuran Türk bilim insanları yanı sıra, yaşamak ve yaşatmak için karşılaştıkları tüm zorluklara rağmen sahada aktif olarak fedakarca mücadele veren Türk sağlık çalışanları da dünyanın hayranlığını kazanmış durumda.
Bu başarıyı anlatan Astrolojik göstergeleri, Türkiye’de ilk modern tıp eğitiminin verildiği “Tıphane ve Cerrahane-i Amire “ okulunun resmi kuruluş tarihi olan 14 Mart 1827’ye göre çıkarttığımız natal haritaya baktığımızda görebiliyoruz. Tıbhane ve Cerrahane-i Amire, II. Mahmud tarafından o yıllarda Asakir-i Mansure-i Mahmudiye ordusuna hekim yetiştirilmesi amacı ile kurulmuştur. Birinci Dünya Savaşı sırasında sağlık hizmeti vermek için askeri hekimlerin yanı sıra eczacı, diş hekimi, veteriner hekim ve tıp öğrencileri de cephelere gönderilirler. Burada hem yaralılarla ilgilendiler, hem de tifo, kolera, sıtma, tifüs, verem gibi hastalıklara karşı mücadele verirler.Birinci Dünya savaşında yenik düşerek Mondros Ateşkes andlaşmasını imzalamak zorunda kalan Osmanlı İmparatorluğu, İstanbul’un İngilizler tarafından işgaline maruz kalır. İngiliz askerleri, 13 Kasım 1918’de Haydarpaşa Tıbbiyesini de (eski adıyla Mekteb-i Tıbbıye-i Şahane) buradaki tıp öğrencileri ile birlikte kısmi olarak kendi kontrollerine alırlar.Tıp öğrencilerinin işgalci İngilizler tarafından okulda her türlü toplantı yapmaları yasaklanmış özgürlükleri sınırlı hale getirilmişti. Savaş, işgal ve bütün bunlar öğrencilerin ruhsal durumunu fazlasıyla etkilemişti. Ve bir çıkış yolu bulmak zorundaydılar. Bunun için Tıbhane-i Amire’nin kuruluş yıl dönümü olan 14 Mart 1827’yi kutlama bahanesi ile İngilizlerden izin alıp bir araya gelerek örgütlenmeyi planladılar.Ve izin aldılar…
“İtiraf ediyoruz ki vatan, bilhassa onun kalbi, beyni, olan İstanbul bu dakikada korkunç bir buhran geçiriyor.
Ama korkmuyoruz…
Buradayız, burada kalacağız… İstanbul bizimdir;… Çünkü istiklal buradadır…”
Genç Tıbbıyeli Memduh Necdet Bey, büyük bir cesaretle salondaki işgal kuvvetlerinin komutanlarına ve ileri gelenlerine, Kızılhaç yetkililerine bu sözlerle haykıran bir konuşma yaparak alkışlanmıştı. Bu haykırışı, Türk, Rum, Ermeni ve Musevi tıbbiyeliler adına yapmıştı.14 Mart 1919’da Beyazıt’daki Darülfünunun binasının toplantı salonunda yapılan bu konuşma, Tıbbıye-i Amire’nin kuruluş yıldönümü bahanesi ile işgal kuvvetlerinin komutanları ve Kızılhaç yetkililerinin de davet edildiği organizasyonda yapılmıştı. Amaç, bir araya gelip örgütlenerek işgal güçlerine karşı protesto gerçekleştirmekti. Tıbbıyenin de işgal altında olması, toplantıların engellenmesi, özgürlüklerinin sınırlandırılması, onları iyice öfkelendirmişti. Artık onlar birer askere dönüşmüştü…Tıbbıyeli Memduh Necdet Bey’in işgalcilerin gözlerinin içine bakarak yaptığı konuşma ile aynı anda Tıbbıyeli Hikmet Bey, Mekteb-i Tıbbıye-i Şahane’nin iki kulesi arasına büyük bir bayrak asar. Bu, tıbbiyelilerin işgal güçlerine başkaldırısıdır. Türkiye’de 14 Mart’ın Tıp Bayramı olarak kutlanmasının önemi de buradan gelmektedir.Şimdi bu okulun natal haritasına mevcut bilgilerle bakalım…
Okulun kuruluş saatini bulamadığımız için yükselen burcunu belirleyemiyoruz. Bu nedenle yorumlarımızı, gezegenlerin burç yerleşimleri ve açılar üzerinden yapacağız. Haritaya genel bağlamda baktığımızda özellikle öncü burçlarda ateş ve hava elementinin ağırlığı dikkatimizi çekmekte. Bu durum, Türk tıbbının girişimci, öncü ve entelektüel kapasitesini ortaya çıkarır.
Toprak elementini, Türkiye Cumhuriyeti haritasında olduğu gibi, elimizdeki bilgiler kapsamında burada da göremiyoruz. Maalesef bu da finansal kaynakların doğru kullanılamamasına bağlı olarak bahsi geçen girişimci, öncü ve entelektüel ruhların kendilerini gerçekleştirebilecekleri coğrafyalara göçünü açıklamakta.
Haritada ilk dikkatimi çeken, Koç burcundaki Şiron Mars kavuşumu oldu. Bu konum ile direk olarak Türk tıbbı mensuplarının, pandemide, savaşta ve yaşam mücadelesi olan her yerde şifa savaşçısı rolünü yerine getirdiğini görmekteyiz. Bu kavuşumun Uranüs ve Satürn ile açı kurması ise; mücadelelerini bağımsızlık, özgürlük ve bilimsellik temaları ile ortaya koyduklarını anlatır.
Bilincini ve kimliğini temsil eden Güneş, Balık burcunda Uranüs ile uyumlu, Satürn ile sert bir açı kurmuş. Fedakar, yardımsever, sezgisel olması yanı sıra devrimci ve zorlukların üstesinden gelebilen bir kimlik… İstanbul’un işgalinde Tıbbiyelilerin verdiği tepkiler; buna örnek…
Bilinçaltını temsil eden Ay, Terazi burcunda Jüpiter ile kavuşumda. Bu konum, politika, denge, ahenk, sanat alanlarında genişleme arzusu oluşturur. Kova Venüs’ünün Jüpiter ve Merkür ile kurduğu uyumlu açı, bunu çok rahat gerçekleştirebileceğini gösterir. Nitekim, günümüzde de bir çok hekimi sanatçı ve politikacı olarak görebilibiliyoruz. Diğer taraftan Ay -Jüpiter kavuşumu, Merkür-Plüton karşıtlığı ile dikkat çekmekte.
Burada da en dipleri gören odaklanmış keskin zeka ile denge kurma ihtiyacı için iyimserliği besleyerek büyütmekten vazgeçmeyen ama savaşmaya da her daim hazır kişilerden bahsedebiliriz ve bu gün de geçmişte olduğu gibi yine aynı şekilde fedakarca savaşan şifacılar, önlük ve maskelerinin altında görünmeseler de baş roldeler…
Seviyle…Şifa ile…
Hatice AVCI
MİNERVA EMİNE GÜCEK ASTROLOJİ & AKADEMİ 
Bir Cevap Yazın